Dünyanın en şöhretli yemeklerini hiçbir zaman annemin sıcacık çorbasına tercih etmem. En modern pastanelerin ürünlerini, onun böreği, çöreği kadar lezzetli değildir. Çünkü; onlarda anne kokusu vardır.
Anne ağladığı zaman yürekten ağlar gönülden ağla. Yüreği cayır cayır yanar hep ızdırap yudumlar.
Ana; oğlu okula gider ağlar, askere gider ağlar hasta olur ağlar . Kızı gelin gider ağlar ağlamadığı bir an yoktur. Gözleri görmeyen bir genç duygularını şöyle dile getirir.
"Duydum ki, dünya çok güzlemiş gündüzü aydınlatan güneş geceye aydınlatan ay ve yıldızlar masmavi denizler, gökyüzü ve dağlar baharda renk renk çiçekler, laleler, güller, çayırlar ve çimenler, her şey çok güzel olur. Seyrine doyum olmazmış koyunların kuzuların, cıvıl cıvıl öten kuşlar bu güzelliğe ayrı bir renk katar mş. Ben bu güzelliklerin hiç birini görmedim. Üzülmüyorum ve şikayetçi de değilim.Ancak yüreğim yanıyor. Beni dokuz ay karnında taşıyan, dizlerinde yatıp uyuduğum, şefkatli elleriyle başını okşayan, beşiğimi sallayıp ninniler söyleyen, yavrum-kuzum diyen, benim için ağlayan, canım anneciğimi bir kere görebilseydim."
"Ana başa taç imiş
Her derde ilaç imiş
Bir evlat pir olsa da,
Anaya muhtaç imiş"
Sevgi peygamberi, Peygamberimiz ne güzel ifade etmiş, " Cennet Anaların Ayakları Altındadır"
Buraya geldiğiniz için tüm annelerimize anne adaylarını saygı ve hürmetle selamlıyor ellerinden öpüyorum.